Amerika'da kimi zaman hoş süprizlerle karşılaşıyor insan. Işte bunlardan biri Türkiye'de üretilen Lansinoh marka anne sütü pompaları. Memleketten binlerce kilometre ötede olup da gururlanmamak elde değil.
1 Şubat 2013 Cuma
30 Ocak 2013 Çarşamba
doğum sonrası işlemler
Yavrumuz doğalı üç hafta oldu, annesi çocuğa bakmakla meşgulken biz nelerle uğraşmışız şöyle bir bakalım:
- çocuğun doğum belgesi için gerekli belgelerin doldurulması ( birth certificate)
- sosyal güvenlik kartının çıkması
- çocuk doktoru için randevu alma, iki haftada bir düzenli doktor ziyareti
- çocuğun aşı kartının takibi
- çocuk hasta olmasın diye grip aşısı vurulmak
- doktor tavsiyesi üzerine çocukla beraber yaşayan herkesin tetanoz, difteri ve boğmaca aşısı olması
- çocuğun sağlık sigortasına eklenmesi
- hastane masrafları için sigorta şirketiyle yazışmalar, evrak göndermeler
- internetten ucuza bebek bezi, ıslak mendil siparişi verilmesi
vs. vs. vs. Ben bunlarla uğraşırken buralara uğramazsam merak etmeyin :)
- çocuğun doğum belgesi için gerekli belgelerin doldurulması ( birth certificate)
- sosyal güvenlik kartının çıkması
- çocuk doktoru için randevu alma, iki haftada bir düzenli doktor ziyareti
- çocuğun aşı kartının takibi
- çocuk hasta olmasın diye grip aşısı vurulmak
- doktor tavsiyesi üzerine çocukla beraber yaşayan herkesin tetanoz, difteri ve boğmaca aşısı olması
- çocuğun sağlık sigortasına eklenmesi
- hastane masrafları için sigorta şirketiyle yazışmalar, evrak göndermeler
- internetten ucuza bebek bezi, ıslak mendil siparişi verilmesi
vs. vs. vs. Ben bunlarla uğraşırken buralara uğramazsam merak etmeyin :)
20 Ocak 2013 Pazar
Helal Bebek Maması
Amerika'da helal ürünler artık market raflarında yerlerini almaya başladı. Artık helal damgalı bebek maması bile bulabilmek mümkün.
18 Ocak 2013 Cuma
Apple vs. Android
Son zamanlarda Türkiye'den Iphone siparişleri o kadar artmaya başladı ki, artık insan sormadan edemiyor, Iphone bu kadar vazgeçilmez mi diye? Bana soracak olursanız, hiç de vazgeçilmez değil hatta belli nedenlerden dolayı Android'in üstünlüğü var diyebilirim. Apple ürünleriyle ilk tanıştığım zaman Ipod Touch kullanıyordum ve hala da çalışıyor ( 4 seneden fazla oldu). Ancak, konu Iphone, Ipad ya da Ipad mini'ye gelince tercihimi Android'den yana kullandım ve herkese de tavsiye ederim. Neden diye soracak olursanız:
- Evvela, herkesin moda diye takip ettiği şeylere karşı bir soğukluk var bende. Tıpkı Erdal Bakkal gibi, popüler olan bana itici geliyor ve herkes gibi olmak sıradanlaşmış hissi veriyor.
- Apple'ın hakkını teslim ederim, sağlam ve dayanıklı cihazlar üretiyor. Bugüne kadar yapılmış sağlamlık testlerinde hep Iphone birinci çıktı. Ancak bu beni ikna etmeye yetmiyor.
- Bir kere, Apple sizi sadece telefon almaya değil, beraberinde tableti, şarj aleti kısacası her türlü aksesuarıyla Apple'cı olmaya zorluyor. Siz bu ürünlerden herhangi birinin beğenmeseniz bile sırf bir tanesi diğeriyle senkronize olsun diye Apple ürünlerinden başka alternatif bulamıyorsunuz.
- Android telefonlar, Samsung'tan tut HTC'ye; Sony Ericsson'dan Motorola'ya kadar geniş yelpazede alternatifler sunuyor.
- Android'in güzelliği, bu cihazların çoğu micro USB ile kolayca Windows'a bağlanabiliyor, herhangi bir micro USB kablo ile şarj olabiliyor, dahası ITunes gibi baş belası bir programı yüklemenize gerek kalmadan saniyeler içinde bilgisayar ile dosya alışverişi yapmanıza imkan tanıyor.
- Apple'daki application kalitesi Android'de yok diyenlerin de artık çok dayanağı kalmadı. Neredeyse her türlü uygulamanın Android versiyonunu bulmak mümkün, kimileri de ücretsiz.
- Apple ile ilgili başımdan geçen bir olay da, bir gün Andriod işletim sistemli Sony Ericsson Xperia telefonumun MacBook Pro'ya bir türlü bağlanamamış olmasıydı. Bu da yine Apple'ın kendimden başkasına hayat hakkı tanımam türünden bir yaklaşımının ürünüydü. Zira aynı telefonu Windows işletim sistemli bir bilgisayara kolayca tanıtıp saniyeler içinde dosya transferi yapabilmiştik.
Uzatmadan, hayatında ilk defa Apple kullanacak olanlara tavsiyem, ne istediklerini iyi düşünsünler. Hangi özellikleri hangi cihaz sunuyor, hangisi sunmuyor iyi araştırsınlar. Neticede zevkler ve renkler tartışılmaz, ama hiç bir fikir sahibi olmadan Iphone sipariş vermek de bana çok mantıklı gelmiyor.
16 Ocak 2013 Çarşamba
The Blind Side filmi üzerine
Finding Forrester filminin ardından, Amerikan toplumundaki renge dayalı ırkçılığa dair yoğun mesajlarla dolu bir başka film daha. Film, yetenekli ama sokaklarda yaşamak zorunda kalan siyah bir gencin, elinden tutan bir beyaz kadın sayesinde Amerikan Futbol Ligi'ndeki yükseliş hikayesini anlatıyor. Film gerçek olaylardan yola çıktığı için doğrudan izleyicinin kalbine sesleniyor.
Film, Amerikan toplumunda zenci beyaz ayrımını, eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ve toplumun bir bölümünün nasıl olup da hala siyahlara ön yargıyla yaklaştığını sade bir dille anlatıyor. Amerika'da çekilen onca film arasından bu filmin sıyrılıp gelmesi de bu gerçekçiliği abartısız sunabilmesinden kaynaklanıyor. Vaktiniz varsa bu filmi izleyin derim.
13 Ocak 2013 Pazar
Amerika'da doğum yapmak
Amerika'da çocuk doğurmanın eskiden beri bir cazibesi vardı. Amerikan hükümeti bu ülke sınırları içinde doğan çocuğa - anne babanın yasal durumuna bakmaksızın- vatandaşlık veriyor ve geçmiş yıllarda Türkiye'den Amerika'ya bu yönde yoğun bir ziyaretçi akını yaşanıyordu. Bu kimselerin ekserisini sanatçılar ve maddi durumu iyi kimseler oluşturuyordu. Şimdilerde Amerika'da yaşayan Türk nüfusu arttığı için burada yaşayan Türklerin de doğan çocukları otomatikman Amerikan vatandaşı oluyor. Amerika çifte vatandaşlığa müsaade ettiğinde çocuk hem Türk hem de Amerikan vatandaşı olabiliyor.
Çocuğun vatandaş olması kısa vadede anne babaya yasal açıdan herhangi bir kolaylık sağlamıyor. Ancak, 18 yaşından sonra çocuk dilerse anne ve babasını yanına alabiliyor. Ayrıca, Amerika'da doğan çocuğun hemen her türlü kolaylıktan yararlandığını, ailesinin devlet yardımı aldığını ve çocuğun besin ihtiyaçlarının ücretsiz olarak karşılandığını belirtelim. Amerika'da doğmamış bir çocuğunuz varsa bu masrafları cebinizden karşılamanız olası.
Amerika'da doğum yapmak isteyen Türk vatandaşları arasında turist vizesiyle doğuma yakın ülkeye giriş yaparak çocuklarının Amerikan vatandaşı olmaları için uğraşanlar var. Normalde hamile olan bir bayan, vize almakta ve uçağa binmekte bir takım engellemelerle karşılaşabilir. Ama neticede başarılı olanlar da yok değil. Amerika'da doğum yapmak Türkiye'ye kıyasla oldukça masraflı. Sağlık sigortası olmayan bir kimse 2 gecelik hastanede konaklama ve doğum yapma sonrasında 20 bin dolar gibi uçuk bir faturayla karşılaşabilir.
Sağlık sigortasının türüne göre bu masraf belli oranda karşılanabilir. Sigortası olmayanlar da kimi zaman yardım kuruluşlarından maddi yardım talebinde bulunuyorlar ya da en kötü ihtimal faturayı aylara bölüp taksit taksit ödüyorlar.
Amerika'da çocuk sahibi olmak
10 Ocak perşembe günü itibariyle artık ben de bir babayım. Zorlu geçen bir sekiz ayın sonunda yavrumuza kavuşabildik. Neler yaşadık neler... Merak edenler için Amerika'da çocuk sahibi olmak üzerine bir yazı dizisi hazırlayıp burada yayınlamak düşüncesindeyim. Kafamdaki başlıklar söyle:
Doğum öncesi hazırlıklar
Hastane ve doktor seçimi
Sigorta ve doğum masrafları
Doğum esnasında yaşananlar
Doğum sonrası çocuk bakımı
Fırsat buldukça bu başlıklar altında bir şeyler karalamak niyetindeyim.
8 Ocak 2013 Salı
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Ahmet Uluçay'ın 2004 yapımı ilk ve tek uzun metraj filmi. Film, yönetmenin kendi çocukluk yıllarında sinemaya olan tutkusunu anlatırken, hem yerel hem de evrensel sinema öğelerini de içinde bulunduruyor. 2004 yılında izlediğim filmden 2013 yılında da aynı oranda keyif aldığım için buraya eklemek istedim. Ayrıca, Ahmet Uluçay'ın 2009'da Hakkın rahmetine kavuştuğunu; filmde de berber rolüyle kısa da olsa rol aldığını belirtmeden geçmeyelim.
Filmin youtube linki: http://www.youtube.com/watch?v=TY1lTKufHrA
6 Ocak 2013 Pazar
Inside Islam: What a Billion Muslims Really Think
11 Eylül'den sonra Amerika başta olmak üzere İslamiyete olan ilgi hem pozitif hem de negatif anlamda arttı. Önyargıyla hareket eden ve sadece kendilerine anlatılanlara inanan kimseler İslamı ve müslümanları hep terörist olarak gördüler ve görmeye devam ediyorlar. Diğer yandan, araştırmayı seven ve empati yeteneği olan kimseler İslama daha pozitif yaklaştılar ve bunların içinden müslüman olanlar da çıktı.
Bu belgesel film de Batı insanının müslümanlar hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadan önce onları bir kez olsun dinlemenin faydalı olabileceğini vurguluyor. Film İngilizce, ama kesinlikle izlemeye değer.
Her yerde Türk var
Dünyadan Türkçe bloglar üzerinde çalışırken şöyle bir siteye denk geldim. Bence orijinal bir fikir: http://heryerdeturkvar.blogspot.com/
1 Ocak 2013 Salı
Dünya'dan Türkçe Bloglar
Epeydir aklımda olan bir düşünceydi. Dünya'nın dört bir köşesinde yaşayan Türklere ait blogları bir sayfada toplamak. Bugün itibariyle başladığım bu bloga aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sizin de bildiğiniz bloglar varsa buraya ekleyelim.
http://dunyadaturkce.blogspot.com/
http://dunyadaturkce.blogspot.com/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)