Şimdi siz başımdan geçen ilginç bir müşteri hizmetleri deneyimimi aktarmak istiyorum. Takip edenler bilir, siteye zaman zaman dünya sinemalarından beğendiğim filmler hakkında bir takım değerlendirme yazıları ilave ediyorum. Bunu yapmaktaki amacım, hem Amerika’da medyanın ve günlük hayatın insanı dünyadan tamamiyle izole etmiş atmosferinden uzaklaşmak hem de farklı toplumların ve kültürlerin yaşayışlarına dışarıdan bir gözle bakarak bu insanları daha iyi anlamaya çalışmak. Neticede Amerika’da hemen her milletten insan bulunuyor ve ne yazık ki kimse kimse hakkında en ufak bir bilgiye dahi sahip değil.
Bunu yaparken beslenme kaynaklarımdan birini hiç şüphesiz Netflix oluşturuyor. 80,000 in üzerinde yerli yabancı film arşiviyle bazen seçmekte zorlandığım filmler arasından izlenmeye değer bulduklarımı sizinle paylaşıyorum. Dilerseniz kısaca Netflix ne demek bunu bir açıklayalım.
Netflix, internet üzerinden film kiralamanıza olanak tanıyan, aylık abonelik sistemi ile çalışan bir şirket. Filmi seçiyorsunuz, iki gün sonra posta kutunuzda. Tabi bu sistem ‘Hadi gidelim bir film kiralayalım’ düşüncesinde olanlar için pek cazip değil. Bu düşüncede olanların yardımına ise Blockbuster ismindeki video kiralama mağazaları yetişiyor.
Netflix, şimdilerde yeni bir uygulama ile rakiplerinin bir adım önüne geçmeye çalışıyor. İnternet üzerinden dilediğiniz filmi izlemenize imkan tanıyan bu sistem ilerleyen günlerde hem postadaki gecikmelerin hem de evden çıkmanın verdiği sıkıcı durumları ortadan kaldıracak gibi gözüküyor.
Gelelim asıl konumuza. Netflix’in web sayfasında yaşadığım bir sorundan dolayı müşteri hizmetleri ile bağlantıya geçtim. Telefonun diğer ucundaki yetkili, bana web sayfasından bir kaç linki tıklamamı söyledi. Ardından açılan bir pencerede Assist isimli bir programı yüklememi istedi. Programı yükledikten sonra telefondaki ses ‘Şu anda bilgisayarınızı ben kontrol ediyorum’ dedi. Ben şaşkınlık içindeyken, karşı taraftaki kullanıcı bilgisayarımda windows dosyalarında dolaşarak problemi çözdü.
Yaşadığım bu tecrübe, bana ister istemez bunun ne denli pratik bir çözüm olduğunu hatırlattı. Zira, telefondaki ses, bilgisayarınızı açın, falanca tuşa tıklayın. Ondan sonra çıkan pencerede şu şu işlemleri uygulayın demektense bizzat kendi bu işi yapmayı tercih etti. Bu da müşteri hizmetlerinde pratikliğin ve çözüm odaklılığın bir başka göstergesi olsa gerek diye düşündüm.