19 Şubat 2008 Salı
Gez Dünyayı Gör Florida’yı
10 Şubat 2008 Pazar
Shape of the Moon
2004 Hollanda yapımı. Orijinal adı Stand van de maan. Yoğun bir müslüman nüfusun bulunduğu Endonezya’da yaşayan Hristiyan bir ailenin günlük hayatını ekranlara yansıtan bir belgesel’den söz etmek istiyorum bu defa. Filmi benim için ilginç kılan hiç şüphesiz dinin günlük hayatta her yönüyle hissedildiği bir toplumda azınlık olmanın ne anlama geldiğini öğrenmek düşüncesi oldu.
Film, Jakarta’da Amerikan karşıtı yürüyüş yapan bir grubun yine Bush karşıtı sloganlarıyla açılıyor. Ardından, camilerde kılınan namazlara ve Irak için dua edilirken göz yaşlarına hakim olamayan yaşlı bir amcaya yöneliyor objektifler. Dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi Endonezya’da dinin günlük hayatta ne denli hakimiyet kurduğu ya da önem taşıdığını anlayabilmemiz için de sık sık dini motifler giriyor araya. Örneğin, cami adına para toplayan bir genç, gece yarısı ilahiler okuyarak yürüyen bir topluluk, tren istasyonunda toplu halde namaz kılan insanlar, dini nikah dışındaki nikahın resmi bir nikah olmayacağını anlatan bir cami imamı. Bunlara ilaveten, mahalle yangınında evsiz kalanlar yemek dağıtılması duyurusunun yine camilerden yapılması, nikahın camide kıyılması ve hoparlörle çevreye ilan edilmesi de sosyal hayatın ne kadar içiçe yaşandığını göstermesi açısından kayda değer.
Zihnimizde bu resim iyice belirginleştikten sonra, hristiyan ailenin evine misafir oluyoruz bu kez. Duvarda yer alan bir haç ve İsa-Meryem tablosu belki de bu ailenin müslüman olmadığına dair tek emare. Bunun dışında, ayakkabısız girilen ev, büyüklerin ellerini öpen küçükler gibi kültürel değerlerin içiçe geçtiğine tanıklık ediyoruz.
Film (ya da belgesel) ailenin büyük oğlunun müslüman bir kızla evlenebilmesi için müslüman olması, ardından gerçekleşen düğün töreni ve akıp giden hayattan dikkat çekici manzaralarla devam ediyor.
Endonezya’ya dair aklımızda kalan şeyler, dini öğelerin günlük hayattaki konumunun yanı sıra insanların fakirliği ve hayatın oldukça basit bir şekilde devam ettiği oluyor. Öyle ki, hınca hınç dolan trenlerde yer bulamayan insanların trenin üzerinde yolculuk ettiğine dahi şahit oluyoruz.
Hakkında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız ama ismini sıkça duyduğumuz bu ülkeye dair bir şeyler öğrenmek niyetiniz varsa, bu filmi izlemenizi tavsiye edebilirim.
9 Şubat 2008 Cumartesi
Amerika'da Master yapmak için bilinmesi gerekenler
Gelen bir başka email:
2.Amerikada 1000'lerce üniversite olduğunu düşünürsek ve bizim de Amerikan eğitim sistemi hakkında pek bir bilgimiz olmadığını dikkate alacak olursak başvurulacak üniversiteye nasıl veya hangi kritere göre karar vermek lazým?
3.Üniversitelerin Toefl'dan istedikleri asgari puanı alamayan arkadaşların eğitim rüyası başlamadan bitmiş mi olur yoksa Toefl puanları olmasa bile üniversiteden kabul alıp alan eğitimlerine başlamadan önce üniversite bünyesinde İngilizce kurslarına katılarak İngilizce eksiklerini bu şekilde telafi etme hakları var mı?
4.Üniversite eğitimine başvuru için -üniversiteye göre değişmekle birlikte- ortalama 75$ civarı bir başvuru ücreti söz konusu. Bu başvuru ücretini sorun etmeden mümkün olduğunca çok üniversiteye başvurmak ve kabul alınan üniversiteler arasında "ne çıkarsa bahtıma" hesabı bir tercih mi yapmak gerekir?Yoksa sadece 1 veya 2 üniverseye yoğunlaşmak daha mı mantıklı olur?
5. Yüksek lisans eğitimi için aracılık eden çok sayıda şirket bulunmaktadır.Bu şirketlerin vize hizmetleri gibi bürokratik olarak nitelendirebileceğimiz faaliyetlerini gözardı edecek olursak bizden aldıkları transkript,Toefl puanı gibi belgeleri üniversitelere teslim etmeleri dışında ciddi bir fonksiyonları var mı? Daha açık ve net bir ifadeyle bu tür şirketler bizim kabul alma ihtimalimizi mi yükseltiyorlar?
6.Amerikada bir üniversiteden kabul alan bir kimsenin vize alamaması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi?
Evet, bu muhtemel bir durum. Vize alma konusu bazen elinizde olmayan nedenler dolayı can sıkıcı olabiliyor. Yurtdışına, özellikle Amerika’ya gelmiş, lisans eğitimini henüz tamamlamış ve maddi olanakları yeterli olan bir kimsenin vize almaması için herhangi bir sebep göremiyorum.
5 Şubat 2008 Salı
Bisiklet Hırsızları
1948 yapımı bir İtalyan filmi. Siyah beyaz filmlerin büyük bir ilgiyle izlendiği yıllar. Gerçekçi anlatımıyla bize o yıllara alıp götüren, insana ve hayata dair değerlerimizi sorgulatan, özellikle de final sahnesiyle şaşırtan bir başyapıt.
Savaş sonrası İtalya’nın hem ekonomik hem de sosyal hayatını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesi yönüyle de bir döneme ışık tutan bir film. Sokak çeşmesinden kovalarla su taşıyan kadınlar, amele pazarında iş bekleyen erkekler, otobüs kuyruğunda birbirini iteleyerek yer kapmaya çalışan insanlar. Tüm bunları görünce insan, İtalya’nın nereden nereye geldiğini büyük bir şaşkınlık içerisinde izliyor. Günümüzün hızlı temposunda oldukça yavaş akan ve yer yer sıkıcı olabilen bu film, günlük hayattan sunduğu kesitler itibariyle sinema tarihinde önemli bir yere sahip.
Filme dönecek olursak, yukarıda saydığım imkansızlıklar içinde iş bulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu ediniyor. Çalışabilmesi için bir bisiklete ihtiyaç duyan Antonio, bisikletinin çalınması üzerine etrafındakiler de seferber ederek tüm Roma’nın altını üstüne getirerek bisikletini aramaya koyulur. Ancak, koca bir şehirde bisiklet aramak sandığı kadar kolay olmayacaktır.
Film, hem insani değerlere yaptığı vurgu, hem sahip olduklarımızın değerini bize hatırlatması hem de yukarıda sözünü ettiğim gibi bir dönem Avrupa’sına bizleri götürmesi yönüyle izlenmeye değer.
4 Şubat 2008 Pazartesi
Amerika'da Master yapmak için bilinmesi gerekenler-2
Fazla vaktini almayacak sekilde Amerika'da master egitimi icin ne yapmam gerektigine dair bana bir cerceve cizersen ziyadesiyle memnun olurum.
Bildigim kadariyla Toefl sinavi yabanci ogrenciler icin zorunlu bununla beraber GMAT sinavi MBA egitimi alacak ogrenciler icin de zorunlu mu?
Yuksek lisans icin bireysel olarak mi ugrasmak lazim yoksa sirketler araciligiyla mi bu isi yurutmek lazim olur?
Almanyadan birinin Amerikada bir universiteden kabul almasi da normal sartlarda zor bir ihtimal gibi gorunuyor.
En cok merak ettigim husus ise okul masraflari zira bildigim kadariyla okullarin donemlik ucretleri 5-10 bin dolar civarinda.Boyle bir parayi nasil karsilayabiliriz ya da bunun bir alternatifi var mi?
Son olarak su asamadan sonra 2008/2009 egitim ogretim yilinda yuksek lisansa baslama ihtimalim var mi?