Otomobil kullanmaya başladığım ilk günlerde, aklıma gelen en kötü senaryolardan biri bir şekilde yolda kalmaktı. Buna ister lastik patlaması isterseniz de benzininizin bitmesi nedenlerine ekleyin her ikisi de özellikle benim gibi tecrübesiz biri için adeta kabus gibi bir şeydi. Ta ki her ikisini de tecrübe edinceye kadar.Bir yılı aşkın bir süredir New Jersey yollarında seyir halindeyim. Bugüne kadar yalnızca bir defa lastik değiştirmek durumunda kaldım. Kısaca başımdan geçenleri bir anlatayım.
3 saat süren uzun bir yolculuğun ardından arabamı park etmiştim. Yarım saat ya geçti ya geçmedi, lastikleri kontrol ettiğimde arka tekerlerden birinin inik olduğunu fark ettim. Günlerden pazardı ve yakınlarda açık bir oto tamircisi bulamamıştım. Neyse ki, bagajdaki kriko ve stepne imdadıma yetişti ve bir gün boyunca dolma lastikten yapılan bu stepne ile idare edebildim. Bu ilk tecrübe ile artık lastik patladığında ne yapılması gerektiğini biliyor olmam ve gerekli malzemeleri sürekli arabamda bulunduruyor olmam bana güven veriyordu.
Geçtiğimiz günlerde bir tanıdığımız telefonda dolmuş benzeri aracının otoyolda kaldığını, hem lastiğinin patladığını hem de benzininin bittiğinin söylüyordu. Her iki durumun da aynı anda vuku bulması biraz aklımızı karıştırmış da olsa, yanımıza hem bir galonluk benzin bidonu hem de krikolarımızı alarak Kurtarma Ekibi edasıyla yola koyulduk. Olay yerine intikal ettiğimizde dolmuş lastiği değiştirmenin aslında binek otomobillere kıyasla ne denli zor olduğunu gördük. Elimizdeki minicik krikoyla koca lastiği kaldırmak gibi komik hallere düştüysek de pes etmedik. Biz bu işi yapacaktık. Ama gel gör ki, elin oğlu mutlaka her şeyi düşünmüştü.
İki dakika kadar geçmedi bir de baktık Emergency Patrol hemen arkamıza yanaşmış. Araçtan inen görevli herhangi bir sorun var mı diye sordu. Biz de olay tamamen kontrolümüz altında dedik. Bunu derken amacımız görevliyi başımızdan uzaklaştırmaktı. Neticede şimdi bizden 100-200 dolar para talep edebilir diye düşünüyorduk. Ama görevli aracına bindi ve bizi takip etmeye başladı. Dolmuşun sahibi, bu State tarafından verilen bir hizmet, ücret talep edilmiyor dediyse de bizi inandıramamış olmalı, biz bir müddet daha uğraşmaya devam ettik. En sonunda bu işin elimizdeki aletlerle olmayacağına ikna olarak işi ehline bıraktık. Görevli adam, insan boyundaki krikosu ve elektrikle çalışan vida sökme aletiyle bizlerin şaşkın bakışları arasında beş dakika sürmeden işini bitirdi. Üstelik beş kuruş da para almadı. Bunun, New Jersey Eyaleti tarafından ücretsiz olarak sunulan bir hizmet olduğunu, çoğu kimsenin bunu bilmediğini, gerektiğinde araçları yoldan çektiklerini ve benzin bile temin ettiklerini de sözlerine ilave etti.
Böylelikle bizler bir kez daha bu ülkenin otoyol sisteminin ne denli mükemmel olduğu konusunda hemfikir olmuştuk ve bir daha olaylara dar çerçeveden bakmamamız gerektiği sonucuna varmıştık.
3 saat süren uzun bir yolculuğun ardından arabamı park etmiştim. Yarım saat ya geçti ya geçmedi, lastikleri kontrol ettiğimde arka tekerlerden birinin inik olduğunu fark ettim. Günlerden pazardı ve yakınlarda açık bir oto tamircisi bulamamıştım. Neyse ki, bagajdaki kriko ve stepne imdadıma yetişti ve bir gün boyunca dolma lastikten yapılan bu stepne ile idare edebildim. Bu ilk tecrübe ile artık lastik patladığında ne yapılması gerektiğini biliyor olmam ve gerekli malzemeleri sürekli arabamda bulunduruyor olmam bana güven veriyordu.
Geçtiğimiz günlerde bir tanıdığımız telefonda dolmuş benzeri aracının otoyolda kaldığını, hem lastiğinin patladığını hem de benzininin bittiğinin söylüyordu. Her iki durumun da aynı anda vuku bulması biraz aklımızı karıştırmış da olsa, yanımıza hem bir galonluk benzin bidonu hem de krikolarımızı alarak Kurtarma Ekibi edasıyla yola koyulduk. Olay yerine intikal ettiğimizde dolmuş lastiği değiştirmenin aslında binek otomobillere kıyasla ne denli zor olduğunu gördük. Elimizdeki minicik krikoyla koca lastiği kaldırmak gibi komik hallere düştüysek de pes etmedik. Biz bu işi yapacaktık. Ama gel gör ki, elin oğlu mutlaka her şeyi düşünmüştü.
İki dakika kadar geçmedi bir de baktık Emergency Patrol hemen arkamıza yanaşmış. Araçtan inen görevli herhangi bir sorun var mı diye sordu. Biz de olay tamamen kontrolümüz altında dedik. Bunu derken amacımız görevliyi başımızdan uzaklaştırmaktı. Neticede şimdi bizden 100-200 dolar para talep edebilir diye düşünüyorduk. Ama görevli aracına bindi ve bizi takip etmeye başladı. Dolmuşun sahibi, bu State tarafından verilen bir hizmet, ücret talep edilmiyor dediyse de bizi inandıramamış olmalı, biz bir müddet daha uğraşmaya devam ettik. En sonunda bu işin elimizdeki aletlerle olmayacağına ikna olarak işi ehline bıraktık. Görevli adam, insan boyundaki krikosu ve elektrikle çalışan vida sökme aletiyle bizlerin şaşkın bakışları arasında beş dakika sürmeden işini bitirdi. Üstelik beş kuruş da para almadı. Bunun, New Jersey Eyaleti tarafından ücretsiz olarak sunulan bir hizmet olduğunu, çoğu kimsenin bunu bilmediğini, gerektiğinde araçları yoldan çektiklerini ve benzin bile temin ettiklerini de sözlerine ilave etti.
Böylelikle bizler bir kez daha bu ülkenin otoyol sisteminin ne denli mükemmel olduğu konusunda hemfikir olmuştuk ve bir daha olaylara dar çerçeveden bakmamamız gerektiği sonucuna varmıştık.