4 Şubat 2007 Pazar

Crossing the Bridge ( İstanbul Hatırası )

Fatih Akın filmlerini nasıl bilirsiniz? Kendisi hakkında zannediyorum hemen herkesin farklı bir düşüncesi vardır. Benim kanaatimi soracak olursanız, Temmuzda filmi ile kendine has bir uslübü olduğunu kanıtlamış, Duvara Karşı ile kendi kafasındaki karışıklığı maalesef ki uluslararası arenada Türk insanını yanlış tanıtma adına dışa vurmuş genç bir yönetmen.Fatih Akın filmlerine belki de bu ve buna benzer bir kaç nedenle ön yargı ile bakmaktan kendimi alamıyorum.

Istanbul Hatırası filmini izlemeden önce de aklımda bu soru işaretleri mevcuttu. Ancak gelin görün ki, hala aklımdan çıkmayan altı çizili cümleleri ile film belki de bir döneme tanıklık etmesi ile kolay kolay zihinlerden çıkacağa benzemiyor. Ayrıca sahip olduğumuz kültürel çeşitliliğimize bizleri dahi hayran bırakıyor. Sanırım Amerika’nın oldukça dünyaya kapalı ve tekdüze yaşantısından sıyrılıp kısa süreliğine de olsa bu film bizlere nefes alma imkanı veriyor ve medeniyetimizle gurur duymamıza vesile oluyor.

'72 milletin geçtiği bir köprü olan Istanbul bu 72 milletin de tüm renklerini tüm seslerini kendinde birleştirmiş’ ana teması üzerine kurulu film daha ziyade bir belgesel tadında akıp gidiyor. Kimler yok ki filmde. Tarz olarak dünya görüşü olarak birbirinden bir o kadar farklı ama aynı zamanda her biri bu ülkenin ayrı birer güzelliği, vazgeçilmezi olan onlarca müzisyen. Baba Zula’dan Replikas’a, Duman’dan Erkin Koray’a, Ceza’dan Mercan Dede’ye, Roman müzisyenlerden Müzeyyen Senara, Orhan Gencebay’dan Sezen Aksu’ya kadar daha niceleri hepsi bu filmde bir aradalar. Kesinlikle izlenmesi gereken bir yapıt diye düşünüyor son söz olarak da sizlere filmden aldığım bir cümleyi aynen aktarıyorum: "Burda yaşıyorsan bazı şeyler kulağına zaten geliyor. Kulağını kapatsan bile her yerden bir ses geliyor."

Hiç yorum yok: