
Öncelikle, bu uzun yolculu yer yer bir belgesel tadında izleyerek pek çok ülke üzerinden adeta ben de kendimi bir sefere çıkmış gibi hissettim.türkiye sahnelerinde türkçe konuşan gümrük görevlisi ve hacca giden bu baba oğulu tokatlayan kalpazan ile her ne kadar karizmayı çizmiş gibi gözüksek de en azından yedi tepeli şehirden okunan ezan seslerinin verdiği haz başka bir şeyle değişilemez.filmin çok kısa da üzerinde dursa vermeye çalıştığı bir kültür çatışması da dikkatlerden kaçmıyor. yaşamayan bilmez belki ama burada amerikada da bu çatışma bir neslin neredeyse kaybolması gibi sonuçlar verebiliyor maalesef.hayatının son arzusunu yerine getiren samimi bir müslümanı bekleyen hazin son da filmin en duygusal sahnesi olarak zihinlerimizde yer ediyor.kısacası, vatan topraklarından kilometrelerce ötede, oralara ve kutsal topraklara olan özlemimizi bir kuşak çatışması çerçevesinde belgesel tadında bizlere yaşatan bu mütevazı filmi izlerseniz belki anlamlandırmaya çalıştığınız hayatta eş geçtiğiniz pek çok şeyi görme fırsatı bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder